Geleceği Yazanlar'ın Öyküsü

 

O dönemlerde Google’ın telefon işine gireceğine dair bazı bilgiler vardı. Bir de yakın çevrem için çok anlam ifade etmeyen iPhone diye bir cihazın çıkacağına dair resmi bilgiler vardı. Açıkçası teknoloji sektörü, telefon işini Google’ın internet vizyonuyla pek bağdaştıramıyordu ve olası görmüyordu. Apple’ın ürünü hakkında o zamanlar tam olarak ne hissediyordum emin değilim, nedense benim ihtiyaç duyduğum cihazı Apple yapamaz gibi geliyordu ama sektör tarafından ilgiyle takip ediliyordu.

iPhone, 2007 senesinin yaz aylarında Amerika’da satışa çıktığında teknoloji dünyası ikiye bölünmüştü, benim de içinde bulunduğum, bu ürünün telefon dünyasında devrim olduğunu niteleyen bir kesim vardı. Bununla birlikte çok sert eleştirilerle dağın fare doğurduğunu, yetersiz, yeteneksiz bir cihazın sunulduğunu düşünenler de.

Hatta Apple’ın ikinci kuşak akıllı telefonu iPhone 3G bile eleştirilerden kurtulamıyordu.

Tartışmalar devam ederken 2008 yılının ekim ayında HTC tarafından üretilen ilk Android telefon, G1 adıyla Amerika’da satışa çıkmıştı. Aslında G1 çıkmadan önce geliştiriciler için bir SDK ve çok sınırlı sayıda Dev Phone cihazı geliştiricilerle paylaşılmıştı, en azından emülator üzerinden neye benzediği görülüyordu. Android, bağımsız geliştiriciler için daha özgür, daha büyük bir fırsat dünyası vaad ediyordu ama uzun süre iPhone’un gölgesinde kalmaktan da kurtulamadı.

 

Android, ilerleyen aşamalarda hızlı gelişimi ve çok sayıda üreticinin desteği ile büyük rekabetin içinde Apple ile birlikte yer almayı başardı. Her iki platform da karşılıklı ilgi çeken yeteneklerini bir şekilde kendi ürünlerine yansıtıyordu. Bu rekabetin, kullanıcıların hayatlarını değiştirecek seviyede yaşamlarına yansıdığını söylesek, sanırım abartmış olmayız. Birçok ülkede bilim insanları akıllı telefon kullanımının fiziki, sosyal ve davranışsal etkilerini araştırıp önemli yayınlar yapmaya başladı.

 

Turkcell ve Türkiye'deki İlkler

Bütün dünyanın heyecanla kendine yer aradığı mobil dünya, elbette ülkemizin teknoloji gündemine de hızla oturdu. Yaptığı teknoloji yatırımlarıyla her zaman ismini üst sıralara yazdıran Turkcell, akıllı telefon dünyasında da önemli girişimlerde bulunarak çeşitli ürün ve servisleri müşterilerinin kullanımına açmaya başladı.

Turkcell’in ilk mobil uygulaması, 2009’ın hemen başında markette yerini alan iPhone IBB Trafik uygulaması olmuştu. Daha sonra Pusula ve iPhone MobilTV, yerel içeriği ülkemiz kullanıcılarıyla buluşturan örnek uygulamalar olmayı başardı. Yerel içerik önemliydi çünkü bize göre iyi bir deneyim, ihtiyaç duyulan bilgiyi ihtiyaç duyulan anda sunmakla çok ilişkiliydi.

Ülkemizde mobil uygulama geliştirici sayısının çok az olduğu dönemlerde Turkcell, teknolojik bilgi birikimi oluşturmak için gerekli insan kaynağı yatırımını yapmış ve daha sonra edindiği bilgi ve tecrübeyi eğitimlerle ve seminerlerle yerli yazılım firmalarıyla, girişimcilerle ve yazılımcılarla paylaşmıştı.

Turkcell bu sayede önemli bir ekosistem geliştirerek onların gücünü ve yetenekleriyle, ülkemiz kullanıcılarının birçok alanda mobil uygulamalarla tanışmasını sağladı.

İyi bir akıllı telefon deneyimi yaşatmak için üretilen mobil uygulamaları daha uygun şartlarda kullanıcılarına ulaştırmanın yöntemleri ile de ilgilenen Turkcell, 2010 yılında Türkiye’nin ilk operatör markalı akıllı telefonunu T10 ismiyle duyurdu. Turkcell, Android işletim sistemli cihaz konusunda yatırımlarına devam etti ve pazar payı olarak da önemli noktalara geldi.

Bugün market hesaplarımıza baktığımda, farklı sebeplerden dolayı kullanımdan kaldırılmış olanlar da dahil 80’e yakın iPhone, iPad ve Android uygulamasının geliştirildiğini görüyorum. Bu süreçte, her Turkcell cihazı, her Turkcell uygulaması, her yeni sürüm, her başarı ve hatta yapılan her bir hata, Turkcell’in tecrübe hanesine artı yazdı ve rafine bir bilgi birikimi oluşmasını sağladı.

Mobilite diye özetlenebilecek mobil uygulama, servis ve hizmetlerin, teknoloji dünyasının uzun yıllar odağında kalacağı bir sürece girdiğimize inanıyoruz ve bu anlamda sahip olduğumuz tecrübe, kendimizi iyi hissetmemizi sağlıyor.

 

Bildiklerimizi Paylaşmak

Hepimiz iyi biliyoruz ki ülke olarak genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimizin mobilite dünyasına katacağı çok şey olduğunu düşünüyoruz. Sadece yurtiçinde değil tüm dünyada Türkiye’den çıkmış çok iyi fikirlerin, kaliteli uygulamaların ve vazgeçilemeyen servislerin kullanıldığı bir gelecek hayal ediyoruz.

Bu noktada, Türkiye’nin teknoloji şirketi olarak sahip olduğumuz bilgi ve tecrübeyi ülkemizin genç nüfusuyla paylaşma konusunda sorumluluk hissediyoruz.

Geleceği Yazanlar Projesi bu sorumluluk duygusunun ortaya çıkardığı bir proje oldu. Üzerinde büyük bir heyecanla çalıştık, tamamen Türkçe yüksek kalitede eğitim materyalleri hazırladık. İstedik ki ihtiyaç duyulan her bilgi, en yalın haliyle başka kaynağa ihtiyaç duymadan transfer edilebilsin. Biz Turkcell Teknoloji mühendisleri olarak sadece İnternet ortamında değil, fiilen de geliştirici adaylarıyla bir arada olabilelim istiyoruz. Bunun için de birçok hazırlık yapıyoruz.

Biz herkesi platformumuzdan bilgi almaya davet ediyoruz, her türlü sorularını çekinmeden iletmelerini bekliyoruz.

Bununla birlikte bizimle aynı sorumluluğu hisseden deneyimli meslektaşlarımızdan da projemize destek istiyoruz, onların değerli katkılarıyla hayallerimize daha da hızlı ulaşacağımızı umuyoruz.